112 Acil Sağlık Hizmetleri: Sessiz Kahramanların Görünmeyen Mücadelesi

“112 Acil Sağlık Hizmetleri: Sessiz Kahramanların Görünmeyen Mücadelesi”
Osman Nuri Kundakçı

Türkiye’nin dört bir yanında, gece gündüz demeden hayat kurtarmak için görev başında olan 112 Acil Sağlık Hizmetleri personeli, sağlık sistemimizin en kritik yapı taşlarından biridir. Ancak, bu fedakâr çalışanların karşılaştığı bazı yapısal sorunlar, hizmet kalitesini ve personel motivasyonunu olumsuz etkilemektedir.

Tayın Bedeli: 2.411 TL ile 24 Saatlik Nöbete Üç Öğün Nasıl Sığar?

2024 yılı itibarıyla 112 çalışanlarına ödenen aylık tayın bedeli 2.411 TL’dir. Ayda ortalama 8 nöbet tutan bir personel için bu tutar şöyle bölünüyor:

  • Nöbet başına yemek desteği: 2.411 TL ÷ 8 = 301,37 TL
  • Her nöbette 3 öğün esas alınırsa: 301,37 ÷ 3 = 100,45 TL/öğün

Ancak bu hesaplama, mevcut piyasa koşullarına göre oldukça yetersiz kalıyor. Bugün şehir merkezlerinde sade bir öğün (çorba, ana yemek, su) ortalama 160-200 TL arasında. Kırsal bölgelerde ise yemek temini genellikle dışarıdan veya market atıştırmalıklarıyla sınırlı. Gece vakti yemek bulmaksa neredeyse imkânsız.

Yani bu yardım, yalnızca rakamsal olarak mevcut, uygulamada ise personel çoğunlukla masrafını kendi cebinden karşılamak zorunda kalıyor.

Teşvik Ödemeleri: Adil Dağılım Bekleniyor

Bir diğer sorun da teşvik ödemeleri. 112 personeli, sabit hastane personeline göre çok daha zor ve riskli koşullarda çalışmasına rağmen, teşvik sistemi bu gerçekliği yansıtmıyor.

Bugün 112 çalışanlarının teşvikleri, çoğunlukla 1. Basamak sağlık hizmetleri kapsamında değerlendiriliyor. Oysa pek çok meslek örgütü, bu ödemelerin 3. Seviye Acil Hizmetler üzerinden artırımlı yapılması gerektiğini savunuyor.

Saha anketlerine göre, personelin %87’si teşvik ödemelerinden memnun değil. Bu oran, sistemdeki adalet algısının ne derece zedelendiğini açıkça ortaya koyuyor.

112 Acil Sağlık Hizmetleri, sadece siren sesiyle değil, sistemin her hücresine işleyen bir özveriyle çalışıyor. Ancak bu özveri, ekonomik, fizyolojik ve psikolojik destekle sürdürülebilir. Bugün yemek yardımı ve teşvik ödemeleri, personelin temel ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyorsa; bu, yalnızca bireysel değil, sistemsel bir zafiyettir.

Sistemin sürdürülebilirliği için atılacak en sağlam adım, ilk müdahaleyi yapanı korumaktan geçer. Ve bu müdahale için ihtiyaç duyulan şey, ne büyük reformlar ne de uzun toplantılar… Sadece adil bir kalem ve vicdan sahibi bir imzadır.


 Bu yazı, 112 istasyonlarında görev yapan binlerce sağlık emekçisinin sesine ses olma amacıyla kaleme alınmıştır.