Ambulans Sürücüsü Olmak yada Olmamak

İlk olarak 2003 yılında 4924 sayılı kanunda asli görevinin yanında sürücülükte yapan Acil Tıp Teknikeri ve Acil Tıp Teknisyenine aldıkları sözleşme ücretinin %10 u her ay ilave olarak ödenir diyerek başladı ambulans sürücülüğü serüvenimiz.Ardından 2006 yılında yayınlanan Ambulanslar ve Acil Sağlık araçları ile Ambulans Hizmetleri Yönetmeliği ve 2007 yılında yayınlanan Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliğinde de Acil Tıp Teknisyeni ve Paramediklerin ambulans sürücülüğü ile ilgili düzenlemeler yer aldı.2009 yılında yayınlanan Ambulans ve Acil Bakım Teknikerleri ile Acil Tıp Teknisyenlerinin Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Tebliği ile de Ambulans Kullanımı Eğitimi Acil Tıp Teknisyeni ve Paramediklerin mezuniyet sonrası zorunlu eğitim programları arasında yer aldı.

Bir Acil Tıp Teknisyeni 17-18 yaşlarında mezun olarak çalışma hayatına atılmaktadır. Haliyle okurken ehliyet alma ve bu konuda eğitim görme imkanı bulunmamaktadır. Bu yaşlarda çalışma hayatına başlayan bir meslektaşımızdan sürücülükle ilgili bilgisi ve deneyimi olmadan ambulans sürücülüğü görevini üstlenmesini beklemek telafisi zor sıkıntılara kapı aralamaktadır. Sürücülük belli bir yetenek ve kabiliyet gerektiren zor bir görevdir, ambulans sürücüğü ise daha zor bir görevdir: Hem sürücülükle ilgili temel bilgi ve donanıma sahip olmayı hem de trafikte tepe lambaları ve sirenlerle birlikte çoğu zaman hasta ve hasta yakınlarının tetiklediği stresi de son derece iyi yönetebilecek bir psikolojik yeterliliğe de sahip olmayı gerektirmektedir.

Ambulans Sürücülüğü konusu acil tıp teknisyenlerinin ve hastane öncesi acil sağlık hizmetlerinin en önemli sorunları arasında yer almaktadır. Ambulans sürücüsünün de bir sağlık personeli olması gerek sahada çalışan doktor, acil tıp teknisyeni, paramedik ve diğer sağlık personeli için gerekse hasta veya kazazedeler için son derece faydalı olmaktadır. Ancak bu zor görevi halihazırda çalışmakta olan bütün acil tıp teknisyenlerinin de üstlenmesini beklemek bir hayalperestliktir.

Sorunun değil, çözümün bir parçası olmak için mücadele eden Acil Tıp Teknisyenleri Derneği olarak sürücülük konusu gündeme geldiği ilk günden itibaren bu konuda yapıcı bir tutum sergilemeye çalıştık. Omuzlarımıza yüklenmiş olan sorumluluk anlayışımız gereği hiçbir zaman topyekun ambulans sürücülüğü görevinin karşısında olmadık ancak bu konudaki sıkıntılarımızı ve tespitlerimizi de her platformda yüksek sesle dile getirdik.

Zaman zaman yaşanan ambulans kazaları ve sonrasında meslektaşlarımıza açılan davalarla ilgili olarak sağlık bakanlığı yetkilileri ile görüşerek sıkıntılarımızı, çözüm önerilerimizi ve görüşlerimizi ilettik. Son olarak Mersin’de ambulans sürücüsü olarak görev yapan bir meslektaşımız karıştığı bir kaza neticesinde tutuklanmıştır. Daha önce de benzer bir olay Eskişehir’de yaşanmıştı.

Böylesine riskli bir görevi üstlenen ve bir o kadar da ağır bir sorumluluk gerektiren bir meslek grubunun temsilcisi olarak ambulans sürücülüğü ile ilgili tespitlerimizi ve çözüm önerilerimizi bir kez daha kamuoyu ile paylaşma gereği duymaktayız:

Ambulans kullanma yeterliliğine sahip olmayan ya da farklı nedenlerle ambulans kullanmak istemeyen acil tıp teknisyenlerine yönelik olarak yapılan zorlama, baskı ve tehdit gibi durumlar ortadan kaldırılmalıdır.

Yapılacak olan atamalarda sürücü ihtiyacı olan istasyonlar tespit edilmeli atanacak personelde de öğrenim durumuna ilave olarak sürücülükle ilgili gerekli donanım ve yeterlilik aranmalıdır.

Ambulans kullanan ile kullanmayan sağlık personeli ayrımı mutlaka yapılmalı, ambulans kullanarak büyük bir risk ve sorumluk üstlenen sağlık personelleri de üstlendikleri bu risk ve sorumluluğun karşılığını maddi olarak almalı, oluşabilecek yasal sorunlara karşı da hukuki güvenceye kavuşturulmalıdır.

Kazalar sonucunda meydana gelebilecek tazminat durumları açısından sadece hekimler için uygulanmakta olan zorunlu mesleki mali sorumluluk sigortası özellikle ambulans sürücülüğü görevini üstlenen sağlık personelleri için de uygulanmalıdır.

Ambulans sürücülüğü sadece acil tıp teknisyenlerinin bir görevi ve sorumluluğu gibi algılanmamalı arka kabinde hasta bulunmadığı sürece paramediklerinde bu sorumluluğu paylaşmaları sağlanmalıdır.

Ambulans sürüş eğitimlerine gereken önem verilmeli, ambulans kullanacak/kullanan sağlık personelinin de bu eğitimde başarılı olması bir zorunluluk olmalıdır.

112 performans kriterleri arasında da yer alan merkezde 10 dakika, kırsalda 30 dakikanın altında vakaya ulaşım süreleri ambulans sürücüleri için bir baskı unsuru olmaktan çıkarılmalıdır.

Bütün bunlara rağmen hala riskli birim olarak kabul edilmeyen 112 çalışanlarının bu konudaki mağduriyeti giderilerek riskli birim farkını almaları sağlanmalıdır.

Yeni atanan ya da becaiş,geçici görevlendirmeyle farklı noktalarda görevlendirilen ambulans sürücüleri bulundukları bölgeyle ilgili adres bilgisi konusunda mutlaka eğitilmeli,adres ve yön bulmayı kolaylaştıran navigasyon cihazları bütün ambulanslarda bulunması zorunlu olan teknolojik cihazlar arasında olmalıdır.

Yaşar GÖKBAYRAK

Genel Başkan

Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir